COĞRAFİ İŞARETLİ BİR ÜRÜN OLARAK ESKİŞEHİR LÜLETAŞI VE PAZARLAMA İLETİŞİMİ
Coğrafi işaretli ürünler ülkelerin en önemli ekonomik ve kültürel değerleridir. Tüm yapısal özelliklerini bulunduğu/üretildiği/yayıldığı bölgeden alan coğrafi işaretli ürünler gerçek anlamda insanlığın birikimidir. Coğrafi işaretli ürünlerin korunması birçok bileşenin bir araya gelmesi ile mümkündür. Tarımsal bir coğrafi işaretin korunması tarımsal birçok parametreyi etkilemektedir. Gastronomi yeteneği olan bir yemeğin, bir gıda ürününün özelliğini koruyarak gelecek kuşaklara aktarılması bulunduğu, ekosisteminde korunması anlamına gelir. Bu çaba ve istek bile başlı başına bir değer zinciri oluşturmaktadır. Bugün ülkemizdeki coğrafi işaretli ürünler üç temel kategoriden oluşmaktadır. Tarım, gıda ve sanayi ürünlerimizden oluşan coğrafi işaretli ürünler envanterimiz an itibariyle 417’ye, tescil işlemi devam edenler ise 408’e ulaşmıştır. Toplam tescil potansiyelimiz ise 3500’ler gibi bir sayıdan bahsedebiliriz. Sayının yüksekliği bu toprakların kültürlerin geçiş noktası olması ve özel bir iklim bölgesi olmasından kaynaklanmaktadır. Coğrafi işaretli ürünlerin markalaşma ve pazarlama iletişimi etkinlikleri artık mikro düzeyde uzmanlık alanına indirgenmiş bir olgudur. Bu yazının konusu ve amacı ise Eskişehir lületaşının ne’liğini çerçevesinde genel bilgilendirmeyi içermektedir.
Eskişehir lületaşı benzersiz özelliği ile beyaz altın olarak tanımlanmaktadır. Dünya tarihine çıkışı ise uzun süren ikinci viyana kuşatmasına (1683) dayandırılmaktadır. Tıpkı kahvede olduğu gibi Yeniçerilerin Avusturyalılara tanıttığı söylenmektedir. İşlenmesi kolay, beyaz renkli, gözenekli bir mineral olan lületaşı; toprak içinde, geniş damarlar içinde serpilmiş çakıl kümeleri halinde bulunur, (250 gr ile 7 kg arasında değişir) ana maddesi hidratlı bir magnezi silikattır. Dünyadaki en büyük rezerv Eskişehir’de bulunmakla birlikte azda olsa Fransa, Yunanistan, İspanya ve Güney Afrika ile ABD'de de vardır.
5000 bin yıllık tarihi olan lületaşı Eskişehir’in kaderi ve tarihi ile neredeyse eş değerdedir. Dünyanın ilk ihracat merkezlerinden bir olan Eskişehir kadim çağlar boyunca dünyanın en ücra köşelerine lületaşı göndermiştir. Lületaşının Öz Türkçede karşılığı Denizköpüğü’dür. Bu Almancadaki karşılığı olan Meerschaum’dan almaktadır. Fakat yerelde ise Eskişehir Taşı, Patal, Aktaş da denilmektedir. Lületaşı tarihine baktığımızda ise karşımıza ilginç bilgiler çıkmaktadır. Sıralamak gerekirse;
• Yazılı ilk kaynak 1173’de seyyah Ali Bin Ebu Bekir El-Herevi Eskişehir’e uğradığında lületaşından bahsetmektedir.
• 1600 yıllarda Osmanlıda başlayan tütün içimi lületaşının da altın yıllarının başlamasına neden oluyor.
• 18. Yüzyılda Türk tüccarlar Avrupa’daki fuarlara katılmasıyla ilgi artıyor. Avrupa’nın çeşitli kentlerinde lületaşı işleme atölyeleri açılıyor.
• 1850’li yıllarda sektörde yaklaşık 10.000 kişinin çalıştığı ve maden ocaklarının etrafında köylerin oluştuğu bilinmektedir. Lületaşı işletmeciliği devlet tekelinde idi; ya kendi eliyle işletirdi yada bir işletmeciye verirdi.
• 1834’de bir sandık lületaşı 625 frank’a yani 30 Osmanlı altını ediyordu.
• Hayvanların sırtında İstanbul’a getirilen güzergaha Lületaşı yolu denmekteydi. Gümrük vergisi olmadığından Viyana lületaşının merkezi olmuştur.
• Oranlama açısından bir örnek vermek gerekirse; 1876’da Viyana’ya bir yılda 8.798 sandık lületaşı satılmış ve hazineye 1.093.883 kuruş gelir kaydedilmiştir.
• Cumhuriyet döneminde ise Atatürk’ün teşvikiyle Ali Osman Denizköpüğü atölyesini kurup genç kuşakların yetişmesine sağlıyor.
• 1972 yılında yasal düzenlemelerle ham lületaşının yurtdışına satışı yasaklanmıştır.
• Lületaşının Eskişehir’de üç ana yatak bölgesi vardır. Bunlar Karatepe, Yakaboyu ve Nemli bölgeleridir.
• Tozu bile değerli olan lületaşı seramik, boya ve kağıt başta olmak üzere çeşitli sanayi kollarında hammadde olarak kullanılmaktadır. Emici özelliği ile gelecekte bir çok inovatif üründe kullanılmaya da başlanacaktır.
• Sanırım müzesi olan ender coğrafi işaretimizdir, Odunpazarı / Kurşunlu Külliyesi içinde müzesi vardır. 2008 yılında açılan müzede 400’ün üzerinde eser vardır.
• Ayrıca Lületaşı İşleme Sanatı toplam 111 adet kayıt altına alınan ulusal somut olmayan kültürel miras envanterimizde 48 numara ile de kayıt altına alınmıştır. Bu sanata 1920 yıllarından bu yana büyük bir aşkla lületaşı ustalığı yapan, birçok ustanın hocası olan Ali Osman Denizköpüğü’nün (1897-1961) katkılarını unutmamak gerekir. Yaptığı pipolar bugün kolleksiyonları süslemektedir.
Lületaşı yüzeyde başlamakla birlikte 25-30 mt’den az veya daha fazla derinlikte toprak katmanları ya da kil tabakaları arasında damarlar halinde bulunur. Damarları izlemek ustalık işi olsa da tesadüfidir. Galeriler kuru ya da sulu şeklindedir. Sulu galerilerden çıkanlar daha zahmetli olsa da en kalitelileridir. Galeriler önce dikey olarak açılır sonra yatay olarak devam eder.
Lületaşı kullanım alanlarına göre 7 farklı ana cinse ayrılmaktadır.
1-Sıralamalı Lületaşı: Pipo yapımında. 2-Birim Birlik Lületaşı: Biblo, pipo yapımında . 3-Pamuklu Lületaşı: Pipo yapımında . 4-Daneli Lületaşı: Küçük pipo ve kadın piposu ve benzeri ürünlerde. 5-Orta Lületaşı: Kolye bilezik ve benzeri eşya ile sigara ağızlığı yapımında ve nikotin emmesi için başka maddelerden yapılan pipoların içine yerleştirilir. 6- Dökme Lületaşı: Tesbih ve benzeri eşya yapılmakta, yalıtım malzemesi olarak sanayide kullanılmaktadır. 7-Cılız Lületaşı: Sigara ağızlığı, kolye ve benzeri küçük parça eşya yapımında kullanılmaktadır. Toz haline getirilerek pipo ve benzeri eşyaların yapımında ve nikotin emici astar olarak kullanılmaktadır.
Cılız dışında kalan çeşitler kendi aralarında da ayrıca 12 şer çeşide ayrılırlar. Her cinsin 1 den 7 ye kadar olan türleri iyi 7-10 arası orta 10-12 arası türler düşük kalitelidir.
Yarı mamul durumuna getirilme işlemleri maden bölgeIerinde ve Eskişehir'deki atölyelerde yapılmaktadır. Taşların ocaktan çıkarılışı ile işlemlerin yapılması arasında ıslaklığını yitirecek sertleşmeye yol açacak süre geçmişse, taşlar su içine konularak gerekli yumuşaklığı alması sağlanır. Yarı mamul durumuna getirilişi sırasında yapılan işlemler; çırpma, saykal, kabasının alınması, arış, perdah, tandırlama, ıslak aba, ovma, yağlı aba, parlatma, tasnif ve sandıklamadır. Bu işlemlerden geçen taşlar sürekli kontrol edilerek kusurlu olanlar bir önceki işleme gönderilir. Eskişehir’in nazlı kızı lületaşı uysaldır, kolay işleme özelliği vardır ama fazladan bir dokunuş bile tüm işlemeyi bozabilir. Bu yüzden usta sadece ustasıyla yetişir.
Lületaşı konusunda bir yanlışı düzeltmekte fayda var. Lületaşının 300 mt vs. yeraltında çıktığı söylense de doğrusu en kaliteli taş maksimum 120 mt ile 150 mt arasında çıkmaktadır. Taşın kalitesi derinlik azaldıkça düşmektedir. Kimyasal özelliğinden dolayı kolay şekillenen lületaşı dekoratif süs eşyaları için değerli ve vazgeçilmez bir özelliğe sahiptir. Bu alandaki başarısını özellikle pipo, biblo, bileklik, anahtarlık, teşbih, broş, satranç takımı, takı, ağızlık, baston ve baston başı, zarf açacağı, tespih, paskalya yumurtası vs. gibi ürünlerde göstermektedir.
Neden Lületaşı ve Pipo?
Dünya da piponun kalitesini kullanılan malzemenin kalitesi belirler. Satışa sunulan piponun özelliğini belirtmek için Briar (ing; çalı) kavramı önemlidir. Kaliteli pipo suyu emen pipodur. Suyu emme yeteneği ise kurak yerlerde yetişen bitkilerden alır. Bu bağlamda tercih edilen kurak yerlerde yetişen bitki kökleridir. Örnek olarak Türkiye’de gül kökü yada Cezayir’de yetişen bitki kökleri tercih edilir. Bunun yanında tabi ki lületaşının özel bir yeri vardır pipo kullanıcıları açısından. Köklü bir geleneği olan lületaşından yapılmış pipolar dünya çapında üne ve tercihe ulaşmıştır. Lületaşından yapılmış bir pipo kulllanıcıları arasında özgül bir ağırlığa sahiptir. Pipo kullanıcısı veya kolleksiyoneri mutlaka Eskişehir lületaşından yapılmış bir pipoya sahip olmak ister. Tabi ki bunun nedeni lületaşının nikotini %70 oranında emmesinden kaynaklanıyor. Pipo takımı, aksesuarları, tütünleri, hedef kitlesiyle küçümsenmeyecek bir endüstrisi ve pazarı demektir aynı zamanda pipo. Pipo bir kültür ve kullanıcıları açısından da özel davranış örüntüleri olan hedef kitledir. Yerel, bölgesel ve uluslararası ilişki ağları olan pipo kullanıcıları sosyal medya üstünden kurdukları kulüpler sayesinde anlık bilgi ve deneyim paylaşımları yapmaktadırlar.
Lületaşı ve Pazarlama İletişimi
Coğrafi işaretli ürünlerin markalaşması ve pazarlaması için en önemli unsurlardan biri ürünün güçlü bir geleneğinin olmasıdır. Ürün geleneğinin sosyo-ekonomik geleneği hedef kitleler için öyküleme bağlamında çok önemlidir. Her şeyin ulaşılabilir ve birbirine ikame edildiğini günümüzde farkındalık yaratmak markaların önündeki en temel sorundur. Konuyu lületaşına indirgediğimizde ise önümüze farklı bir o kadar da sonsuz seçenekler çıkmaktadır. Coğrafi işaretli ürünler hukuk, markalaşma, kırsal kalkınma, turizm ve gastronomi alanlarının toplamı olan bir ekosistemdir. Sistemin kurgulanmasının önemi bir yana bunun sürdürülebilir olması hayati öneme sahiptir. Konu Eskişehir gibi kadim bir şehir olunca sürecin yönetilmesi birçok paydaşında lületaşı pazarlama iletişimi içinde olması kaçınılmazdır. Tıpkı Küçük Prensin dediği gibi bir gülü anlamlı kılan benim gülümün olmasıdır. Lületaşı gibi özel bir madenin her ne kadar büyük yataklara sahip olsak da doğada hiçbir şey sınırsız değildir. Lületaşının coğrafi işaretle koruma altına alınması bile onu şimdiki piyasa değerini en az iki katına çıkartmıştır. Bu değeri korumak geliştirmek ve doğru pazarlama iletişimi araçları ile güçlendirmek başta tescil ile bu hakkı elinde bulunduran kuruma, sonrada tüm Eskişehirlilere düşmektedir. Bizce Lületaşının pazarlama iletişimi açısından en büyük sorunu niş pazarlama düzeyine indirgenmemesidir. Bu güne dek yapılan/denenen pazarlama iletişimi etkinliklerinin efektif etkilerinin azlığı bu görüşü desteklemektedir. İletişim kanallarının sosyalleşmesi pazarlama bütçelerinde çeşitliliğe yol açmasının yanında farklı türden bir söylem zorunluğu da getirmiştir. Fakat lületaşı gibi geleneği olan konumlandırma sorunu yaşamayacak ürünlerin yeni pazarlar bulma sorunu yoktur. Yapılacak şey doğru stratejik kavram, kurumsal söylem, kurumsal kimlik, sosyal medya, halkla ilişkiler etkinlikleri ile lületaşını yeniden konumlandırmaktır. Yeniden konumlama ise beyaz bir sayfa açmak olmadığını da belirtmekte fayda vardır.
Sonsöz yerine…
Coğrafi işaretli sanayi ürünlerimizin birçoğu ve geleneksel ürünlerimizde olduğu gibi modernleşmenin yıkıcı etkisi altındadır. Modernitenin benzeştirici/genelleştirici etkisi yerel kültürel değerleri yok etmektedir. Bunun yansımasını lületaşı sanatının genç nesillere aktarımında da açıkça görmekteyiz. Yapılan mevcut lületaşı işleme kurslarının efektif etkisi zayıf kalmaktadır. Bunun daha sistematik ve sürdürülebilir olması için en azından şimdilik yüksekokullarımızın el sanatları ve kuyumculuk ve takı tasarım vs. bölümlerin müfredatlarına alınması bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.
Kemal ÇİFÇİ Marka Danışmanı / Coğrafi İşaretler Derneği Genel Sekreteri
Kaynak
• Behçethan Aktaş / Eskişehir Geleneksel Lületaşı El Sanatları ve Kültür Derneği Başkanı
• Denizköpüğü, Lületaşı Doç. Dr. Cahit BİLİM http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/868/11017.pdf • Lületaşı Tanıtım Kataloğu http://www.eskisehirkulturturizm.gov.tr/Eklenti/35594,luletasitr2014.pdf?0
Bugüne dek Lületaşı ile ilgili olarak yapılan bazı halkla ilişkiler ve tanıtım etkinlikleri
• Uluslararası Lületaşı “Beyaz Altın” Festivali ( 1988–1993 yılları arasında 21-24 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilmiştir.)
• Alpu Belediyesi Uluslararası Pancar, Gümüş, Lületaşı Festivali
• İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Tepebaşı Belediye Başkanlığı işbirliğiyle “2005 Yılı Yaygın Kültürel Eğitim Faaliyetleri Planı” çerçevesinde “Lületaşı Kursu” açılmıştır.
• İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Tepebaşı Belediye Başkanlığı işbirliğiyle “2007 Yılı Yaygın Kültürel Eğitim Faaliyetleri Planı” çerçevesinde “Lületaşı Kursu” açılmıştır.
• Eskişehir Lületaşı Sanatkarları Eğitim Kültür Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği, T.C. Türk Patent Enstitüsü’nden “Marka Tescil Belgesi” almıştır.
• Lületaşı Müzesi: Lületaşı festivalleri, lületaşı el sanatları yarışmaları ve sergilerinde yer alan eserler, İl Özel İdaresi tarafından satın alınıp lületaşı müzesinin oluşmasında ilk adım atılmıştır. 60 sanatçıya ait 400 civarında eseri bünyesinde barındıran Lületaşı Müzesi 2008 yılında Odunpazarı Belediyesi tarafından Kurşunlu Külliyesi’nde yerli ve yabancı misafirlerin ziyaretine açılmıştır.
• Yok Olan Bir Mesleğin Son Temsilcileri: Lületaşı Projesi (Anadolu Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Kulübü – AB Projesi)
Beni Takip Edin