“Çit Bekçiliğinden Şifa Kaynağına Yolculuk”
‘Önce ekmek yiyeceksin, sonra su içeceksin’ (ninda-an ezzateni watarra ekutteni) Çek asıllı Alman Asurolog Bedřich Hrozný Boğazköy'de 1906 yılında ilk resmî kazıları başlatan Alman Asurolog Hugo Winckler'in ölümünün ardından, Hrozný 1913 yılında Berlin'deki Alman Doğu Bilimleri Kurumu (Deutsche Orient Gesellschaft) tarafından Winckler'in kazı çalışmaları sırasında bulduğu ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunan yaklaşık 10.400 adet tableti incelemesi için İstanbul'a gönderiliyor. İstanbul’da savaştan dolayı çok fazla kalamasa da ülkesine dönerken Kadim Anadolu’nun anahtarını da cebinde götürüyordu. Çözdüğü yukarıdaki cümleyle uzak akrabalarımızın dilini çözmekle neredeyse beş bin yıllık Anadolu tarihinin örtüsünü de kaldırıyordu. Burada ilginç bir nokta daha vardı; Hititçe Hint-Avrupa dil gurubundaydılar. Hızlıca Hitit araştırmaları ve arkeolojik kazılar başlıyor. Hititlilerin büyük şehirleri Hattuşa, Arinna, Ankuva, Kültepe, Zalpa, Nerik, Hama ve Karkamış. Suriye ile sınırımız olan bu geç dönem Hitit şehri bugünlerde süren arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkartılıyor. Karkamış kazıldıkça altında Anadolu tarım tarihi ve Antep Oğuzeli narının tarihsel derinliği aydınlanacaktır.
Londra’da canınız nar çektiyse taneyle alırsınız/alabilirsiniz. Bu sizi üzmesin uzak akrabalarımız Hititlilerde taneyle alıyorlardı. Nar anlamında kullanılan lurnum kelimesi sadece 2 Hitit Kültepe tabletinde geçiyor. Birinci Kültepe tabletinin masraf listesinde 210 nar 1 şegel ediyor. 1 şegel 12,4 gr gümüş, 1 gr gümüş 6,57 TL ise 1 nar 38 kuruşa geliyor. İkinci tablette ise şunlar yazıyor; “10 prikammum kumaşı, 1 biltum yün, 2 semer, 80 nar, 10 mina zeytinyağ, (bir) saptinnum, (bir) nibrarum kumaşı, Zalpa’dan 2 tül, 2 eşek ve onların koşum takımlarını, bütün bunları Assur-immitti’ye verdim…” (1) Bu kadim bilgiler bize gıda fiyatlarının hep artığının en somut belgeleridir.
Bizim açımızdan ilginç olan ise Karkamış antik kenti Karkamış kraliçesi Kubaba’dır. Bir elinde narı, bir elinde aynası her sabah saçlarını tarayan Karkamış Kraliçesi Kubaba (Sümer Tanrıçası) bilemezdi çok sonraları Anadolu’nun ana tanrıçası Kibele’ye dönüşeceğini. Bilemezdi elindeki narın gelinlik kızların çeyiz sandığına konacağını; bolluk ve bereketin simgesi olacağını. Bilemezdi elindeki narın coğrafi işaret olacağını. Bilemezdi elindeki narın coğrafi işaretli ürünlerin kaynağının Anadolu olduğunun en büyük delili olacağını.
Nar dünyanın birçok ülkesinde yetişen ve bolluğun bereketin simgesidir. Ama nar en çok Anadolu’ya yakışan bir meyvedir. Gelinlik kızların çeyizlerinden tutunda eve bolluk ve dirlik getirsin diye evin duvarında parçalanandır da nar. Türkiye’nin birçok bölgesinde yetişen ve farklı çeşit ve aromalara sahip narların en dikkat çekeni ise Antep Oğuzeli narıdır. Nar tüm Akdeniz, Ege kıyılarımız boyunca ve Güneydoğu bölgemizde ciddi üretimi olan bir meyvedir. Beş bin yıllık kültüre alınma tarihi ile nar: Kartaca (Fenike) elması olarak ta bilinmektedir. Bugün dünyanın birçok ülkesinde tarımı yapılan narın dünyada en büyük üreticileri; Hindistan, İran, Çin ve Türkiye’dir. Bir antioksidan kaynağı olan nara pazarların ilgisiyle; 2000’li yıllardan itibaren ciddi üretim sıçraması yapan ülkemiz tescilli 43 çeşit narıyla bu alanda ihracatçı konumdadır.
Kökeni İran’a temellendirilen nar beş bin yıldır bu topraklarda yetişmektedir. Buradan kervan yolları ile dünyaya yayılan nar yapılan bilimsel çalışmalarla; antioksidantlar, polifenolik maddeler ve C vitamini içeriği ile artık fonksiyonel gıdalar grubundadır. Cumhuriyet dönemi boyunca çit bekçisi olan nar çeşitlerimiz iki binli yıllarda sağlık üstündeki etkisi ve sağlıklı yaşam bilincinin artması ile üretimi hızla artmıştır. Önceleri egzotik bir meyve olan nar şu anda özellikle meyvesi ve suyu ile dünyanın en popüler meyvesidir. Bugün narın kök, gövde, ağaç kabuğu, çiçek, yaprak, meyve çekirdeklerinden tıbbi ve endüstriyel olarak yararlanılmaktadır. Nar gıda endüstrisinde meyve olarak tüketilmesinin dışında; meyve suyu, çay, likör, şarap, jöle, kokteyl, dondurma, çorba, puding, marmelat, salata sosu, nar ekşisi, şurup, şekerlemede, içeceklerde renklendirici ve tatlandırıcı olarak da kullanılmaktadır. Nar ayrıca antioksidan özelliği ile ilaç ve kozmetik sanayinin de ana hammaddesidir. İnce kabuklu ve pembemsi bir renge sahip olan Antep Oğuzeli Narı ise; artan bu ilgi ile her yıl bahçe sayısı artmakta ve yıllık olarak 10 bin ton üretim yapılmaktadır.
Antep Oğuzeli Narı’nın Coğrafi İşaretli Ürün Yolculuğu
Coğrafi sınırları Gaziantep il sınırları olan 448 no.lu bu coğrafi işaretimiz Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından Gaziantep Ticaret Borsası’nın başvurusuyla 2 Eylül 2019 yılında menşe olarak tescil edilmiştir.
Bir Coğrafi İşaretli Ürün Olarak Antep Oğuzeli Narı
Antep Oğuzeli Narı, Gaziantep’te yetiştirilen ve yeme olgunluğuna geldiğinde köşelerinden hafif basık hale gelmesi, kareye benzer şekli, sarımsı beyaz tane rengi ve tatlılığı ile ayırt edilen, Punica granatum L. türüne ait Oğuzeli çeşidinden elde edilir. Diğer nar çeşitlerinden farklı olarak ekşi/mayhoş tada sahip olmayan bu nar çeşidi, Gaziantep ilinde geleneksel olarak yetiştirilir. Nar bitkisi kışları ılık ve yağışlı, yazları uzun, sıcak ve kurak geçen yerlerde iyi yetişir; -10˚C’nin altında taze sürgünleri,-18˚C’nin altında ise ana gövdesi soğuktan zarar görür. Gaziantep ilinde sıcak ve ılıman iklim hüküm sürmekte olup, yıllık ortalama sıcaklık 15,5 ˚C, yıllık ortalama yağış miktarı 529 mm’dir. İldeki bu koşullar nar üretimine uygun özellik oluşturur. Antep Oğuzeli Narı yeme olgunluğuna eriştiğinde, aşağıda belirtilen fiziksel ve kimyasal özelliklere sahip olur.
Meyve uzunluğu
9-11 cm
Meyve çapı
7,5-9,5 cm
Meyve ağırlığı
380-390 g
Meyvedeki toplam kabuk (tane
dışındaki) miktarı
150-160 g
Meyvedeki tane oranı
%60 ve üzeri
Çekirdeğin taneye oranı
%25-30
Suda çözünebilir kuru madde
16°Briks ve üzeri
Üretim Metodu:
1. Çeşit seçimi: Antep Oğuzeli Narı “Oğuzeli” yerel çeşidinden üretilir. 2. Gübreleme: Gübreleme yaprak ve toprak analiz sonuçlarına göre yapılır. Nar bitkilerinde besin elementi noksanlığı belirtileri görülmüyorsa, narlarda organik gübre uygulanır. Narlara verilecek çiftlik gübresi iyi yanmış olmalıdır. Dekara 2–3 ton çiftlik gübresi, sonbahar-kış aylarında bütün bahçeyi kaplayacak şekilde verilerek çapa ile toprağa karıştırılır. 3. Hasat: Narlar tam çiçeklenmeden 5–7 ay sonra hasat olgunluğuna gelir. Nar hasadı, meyveler üzerinde 1-2 mm uzunluğunda sap kalacak şekilde makasla kesilerek yapılır. 4. Sınıflandırma: Meyveler sınıflandırılır ve derecelendirilir. Bu işlem bahçede yapılabileceği gibi belli bir toplama alanında da yapılabilir. 5. Depolama: Ekim ayı içerisinde hasat edilen narlar, kasalara konularak güneş görmeyen serin depolarda bekletilir.
Antep Oğuzeli Narı ve Pazarlama İletişimi
Pazar ihtiyaçlarının ayrıştırıcı rolünü ‘doğru’ değerlendirmiş bir markanın marka iletişimi stratejilerindeki temel hedefi olan marka değerinin yaratılmasında ölümcül öneme sahiptir. Bu rolün ne ve nasıl olması gerektiğinin yanında nasıl yönetilmesi zorunluluğu markaların önündeki temel sorunlarından biridir. Markaya yüklenecek değerin değişmezlik zırhı onu tüm zamanlarda pazarda koruyacağı gibi; ihtiyaç duyulduğunda da yeniden ‘üretilebilmelidir’. Coğrafi işaretli ürünlerimizin marka iletişimi stratejileri belirlenirken kullanılan ‘zamanın ruhu’ kısa ve orta vadede anlamlı bir takım parametreleri harekete geçirse de uzun vadede kaotik bir geri dönüş sağlayacağı açıktır. Bu çözümlemeyi Türk tarım ürünlerinde son otuz yıldır yapılan iletişime yordadığınızda anlamlı sonuçlar elde edersiniz.
Özellikle tarım ürünlerinin markalaşmasında ürünün hep olma ve hep aynı kalitede olma durumu sizi pazarda derinleştiren en önemli olgulardan biridir. Coğrafyamızdan kaynaklanan erkenci, orta mevsim ve geçci nar çeşitlerimiz ve ürünün depolanabilir özelliği de göz önüne alındığında; yapılacak pazarlama iletişimi bizi yurtdışı pazarlarda eşsiz bir konuma yükseltmektedir. Bu bağlamda Antep Oğuzeli Narı yakın olduğu Ortadoğu pazarlarında marka iletişimi ile kendisine yer açacağı açıktır. Stratejik kavram sorunu olamayan Antep Oğuzeli Narı doğru kurumsal kimlik ve konumlandırma ile katma değerini yükseltecektir. Zaten tüm çıktıları ile endüstriyel bir ürün olan narın, Gaziantep’in gastronomi kültürü ile entegrasyonu sağlandığında Oğuzeli kendine yeni bir kimlik sağlayacaktır. Yükselen tarım turizmi ile kurumsallaşan Oğuzeli Nar ve Kurutmalık Festivali’nin uluslararası pazarlama iletişimi sorunlarının da çözüldüğü bir stratejik etkinlik yönetimi ile; Antep Oğuzeli Narı bu bereketli toprakların mihenk taşı olacaktır.
Kemal ÇİFÇİ Marka Danışmanı Coğrafi İşaretler Derneği Genel Sekreteri 22 Mart 2020 Sokullu-Ankara
Kaynakça
Beni Takip Edin